Viyana Şerefiyeliler Dayanışma Derneği
  Viyana Serüveni
 

Viyana Serüveni:

Doğduğun yer değil, doyduğun yer!” demiş atalarımız.

Köyümüz halkının yurt dışına çıkışı, ilk olarak 1962 yılında üç kişinin Viyana`ya gelmesi ile başlar.Yaş sırasına göre bu şahıslar; merhum Selahattin Yılmaz ( Zelat ), Sayın İsmet Öztürk ( Zemzemoğlu ) ve merhum Ziya Taşkın`dır.

Merhum Selahattin Yılmaz, Viyana´da fazla kalmadan, iki üç yıl sonra Türkiye`ye döner.

Merhum Ziya Taşkın da, bir süre Viyana´da kaldıktan sonra; Fransa`ya, oradan da Almanya`ya geçerek yaşamını o ülkelerde devam ettirir.

Gurbetçilerimiz için Avusturya ( Viyana ), diğer ülkelere geçiş için köprü görevi görür.Daha sonraki yıllarda Avusturya`ya gelenlerin bir kısmı da aynı şekilde bir süre Viyana da kaldıktan sonra; Almanya,Fransa ve Hollanda´ya giderler.Adı geçen ülkelere gidenler zaman içerisinde; yakın akrabalarını,eş-dost ve tanıdıklarını da yanlarına alarak her geçen gün sayıları artamaya başlar.Bu durum zincirleme olarak 1969 -70 yıllarına kadar devam eder.

Viyana`dan, diğer ülkelere geçiş nedeni, o ülkelerde gelir düzeyinin daha yüksek olmasından kaynaklanıyordu.Hatta; 1962-63 yıllarında Türk lirası, Avusturya şilinin üç katıydı. 1 şilin = 33 kuruş

İlk gelenlerden Sayın İsmet Öztürk ise, Viyana´da kalarak “KALLINGER” adında bir inşaat firmasında uzun yıllar çalıştı.Bu arada, firmada iyi bir konuma gelen Sayın Öztürk, yeri yetkilileri ile yaptığı sözleşmelerle Türkiye`den davetli işçi getirilmeye başlandı.  (Halk arasında buna istek denirdi.Sırada olanlar, firmanın göndereceği istek kağıdı beklerlerdi.)

Sayın Öztürk aracılığı ile davet ettirme  durumu köyün kapasitesini aşarak çevre köyleri de kapsamına aldı.Hatta, il sınırlarını da bunun içine alabiliriz.Bu hareketlilik periyodik olarak 1967-68 yıllarına kadar devam etti.

1970`li yıllara kadar yurt dışında çalışanlar, ailelerinden ayrı tek başına yaşamlarını sürdürdüler. Birinci kuşak diye adlandırdığımız eli öpülesi büyüklerimiz; vatanından uzak, eş-dost ve akrabalarından ayrı, yurt özlemiyle gurbetin çilesini çekmişlerdir.

Genelde inşaat firmasında ( Kallinger ) çalıştıklarından kışın iki üç ay köyde kalırlar; firmanın tekrar işe alıp almayacağı sıkıntısını yaşarlardı.

O zamanlar, Avusturya makamlarınca sadece yıllık oturma izni verildiğinden bu da  ikinci sorunu teşkil ediyordu.Zaten, oturum ve izni birbiriyle doğru orantılıydı.

İzin süresince daha ziyade bu konular konuşulur, bir de: “Bir ev, arsa veya tarla, çocuklarımın geleceği için biraz sermayem oldu mu? daha ne işim var orada!” derlerdi.

Derlerdi demesine de, bazen evdeki hesap çarşıya uymuyordu! Bir ölçüde amaçlarına  erişmişlerdi, lakin başka sorunlar çıkmıştı ortaya.Aradan geçen süre içerisinde çocuklar büyümüş, onlara olanağı sağlamak gerekiyordu.Bir kısmı “Bu kadarı bize yeter!” diyerek kesin dönüş yaptı.Bir kısmı da, çocuklarını yanına alarak imkanına kavuştular.

Bu arada; diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, Viyana da da işsizlik hissedilmeye başlamıştı.1974 yılında baş gösteren petrol krizi işsizliği iyice körüklemiş, birinci kuşak için de geriye dönüş başlamıştı.

Bundan sonrasına artık ikinci kuşak diyebiliriz.

İkinci kuşakla birlikte yaşam şekli de değişmeye başladı.Daha önceden evli olanlar ailelerini yanlarına alıyor, sonradan yuva kuranlar da aynı yolu izliyordu.

Lakin, ailece yaşam beraberinde bazı sorunları da getirdi.Örnek: Ev sorunu,iş sorunu,harcamaların artması,çocukların bakımı, okul sorunu gibi…En önemli sorun da, çocukların bakımı idi. Çözüm olarak; çocukları daha bebek yaşlardan itibaren, Türkiye`ye büyüklerin yanına gönderdiler.Zamanla bu uygulamanın olumsuzlukları ortaya çıkınca, bir nevi yöntem değişikliği ile bu kez büyükleri yanlarına  alarak çocuk sorununun halline çalışıldı.

Süreç içerisinde 1970`li yıllarda gelenlerin de yaşı ilerledi.Büyükanne-dede oldular.Kısmen de olsa çocuk bakımı aile içinde halledildiği gibi, yuvaya gönderme alışkanlığı da başlamış oldu.

1980´in ilk yıllarında tüm Avrupa ülkelerinin, Türkiye`ye vize uygulamasıyla, bizzat 1985´den sonra Avusturya`ya yoğun bir şekilde turist akını başladı.Gelenlerin bir- ikisi dışında geriye dönen olmadı. Bir şekilde olanağına kavuştular.

Birinci kuşaktan sonra, ikinci kuşakta da kesin dönüşle ilgili görüşler pek farklılık göstermedi.Dönüş hesapları yapılıyor, fakat pek dönen de olmuyordu.

1990`lı yıllardan sonra düşünceler istenmese de, yavaş yavaş değişmeye başladı.Daha iyi yaşam koşullarına erişmek için, Doğduğun yer değil, doyduğun yer!” diyerek ağırlık Viyana`ya verilmeye başladı.

Evet, 3 kişi ile başlayan “VİYANA SERÜVENİ” başlıklı yazımıza 400` ü  aşan nüfusumuzla son veriyoruz.

Artvin ---------- Şerefiye

Şerefiye ---------- Viyana

Viyana ---------- ???  

 

Not: Yukarıda yer alan bilgiler değerli Şaban Kaya öğretmenimizin Şerefiye Köyü hakkındaki bilgi birikiminden faydalanılarak hazırlanmıştır.

 

Bilgilerine başvurulan kişi : Şaban Kaya ( Öğretmen )

Yazıyı kaleme alan : Cemil Hızlıoğlu

 
  Heute waren schon 1 Besucher (48 Hits) hier!  
 
Diese Webseite wurde kostenlos mit Homepage-Baukasten.de erstellt. Willst du auch eine eigene Webseite?
Gratis anmelden