Köyün Kuruluşu:
Köyün kuruluşu hakkında yazılı hiçbir bilgi ve belgeye rastlanmadığından sözel olarak öteden beri halk arasında konuşulanları ve 1968 yılında yaptığım köy incelemesinden belleğimde kalanları buraya aktarmaya çalışacağım.
1968 yılında “ Köy incelemesi ” için bilgilerine başvurduğum merhum Hasan Apaydın amca ( çavuş ) ve gene merhum Ziver Yılmaz dede, köyün 1898 yılında kurulduğunu belirtmişlerdi.
Daha sonra 2006´da köy kahvesinde bu konu açıldığında, köyümüz halkından Hasan Yılmaz amca; babası merhum Şükrü dedenin Artvin´den 16 yaşında geldiğini ve 1964´de vefat ettiğinde 85 yaşında olduğunu söyledi. Kesin bir rakam vermemizin bizi gerçeklerden uzaklaştıracağını dikkate alarak köyün kuruluşunun 1879 – 1890 yılları arası olduğunu söyleyebiliriz.
1877 – 1878 Osmanlı – Rus savaşı ( Bu savaşa halk arasında 93 harbi denir. ) sonrası yurdun iç bölgelerine, daha çok batıya doğru göç başlamıştır.Artvin´den yola çıkan bir kaç kişilik grup o zaman ki konumuyla Kocaeli iline bağlı Akyazı nahiyesine yerleşmişler.Zamanın koşulları gereği bataklık, sivrisinek yatağı olan mevkide daha fazla kalmadan nahiyenin güney istikametine 10 km. uzaklıkta ki engebeli, ormanlık bölgeye yerleşmişler.Üstelik bu mevkinin coğrafi konumu, havası, suyu Artvin yöresinin özelliğini taşıdığından yaşamlarını bu bölgede devam ettirmeyi uygun görmüşler.
Anlatıldığına göre ilk gelenler;
· Emin Efendi (merhum)
· Alican Dede (merhum)
· İdris Dede (merhum)
· Durali Dede (merhum) -Sayın Hüseyin Mendeş´in babasının dedesi
· Ahmet Ağa (merhum) -Sayın Ali Kaya´nın dedesi
· Ahmet Ağa (merhum) -merhum Harun çavuş´un babası -Sayın İshak Altuntaş´ın dedesinin kardeşi
Sonradan soyadı kanunu çıktığı halde göç eden ailelerin bir kısmı geldikleri yörenin adıyla anılmış; hatta “ lakap ” olarak kalmış bu alışkanlık halen daha devam etmektedir.Örnek: Batumlu, İmerhevli, Binatlı, Nakeravli, Meydancıklı ( Meydan emo ) v.b.
Köy kurulduktan sonra göçler bir süre daha devam etmiş ( 20-30 yıl ) ve göç kesildikten sonra yakın zamana kadar kesinlikle köy halkı dışından kimseye yerleşme izni verilmemiş.Bu gelenek 1980´li yıllara kadar devam etmiş, şimdi ise istisna da olsa bu gelenek bozulmuştur.
Köyün adı, söylentilere göre köye gelen bir kaç kişilik turist gurubu (büyük olasılıkla İstanbul ) yörenin konumu, doğal güzelliği ve köy halkının konuk severliğine hayran kalır.“Burası çok güzel, çok şerefli bir yer; köyün adı ŞEREFİYE olsun! “ derler.Daha önceleri yakınından akan Kaylan Çay´ından adını alan köy, “ŞEREFİYE” olarak anılmaya başlar.
ŞEREFİYE adı ile anılan Köy ve Beldeler:
Artvin ili Borçka ilçesine bağlı bir köy
Bursa ili İznik ilçesine bağlı bir köy
Eskişehir ili Mahmudiye ilçesine bağlı bir köy
Kayseri ili Pınarbaşı ilçesine bağlı bir köy
Sakarya ili Geyve ilçesine bağlı bir köy
Sinop ili Erfelek ilçesine bağlı bir köy
Sivas ili Zara ilçesine bağlı bir belde
Kaynak:
http://tr.wikipedia.org/wiki/%C5%9Eerefiye
ŞEREFİYE´nin Sözlük Anlamı:
*Bir yer bayındır duruma getirildiğinde, çevrede bulunan mülklerin değeri arttığından ötürü, bunların sahiplerinden belediyece alınan para.
Kaynak:
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu
Türk Dil Kurumu ( TÜRKÇE SÖZLÜK )
Yeni Baskı: 1932
Not: Yukarıda yer alan bilgiler değerli Şaban Kaya öğretmenimizin Şerefiye Köyü hakkındaki bilgi birikiminden faydalanılarak hazırlanmıştır.
Bilgilerine başvurulan kişi : Şaban Kaya ( Öğretmen )
Yazıyı kaleme alan : Cemil Hızlıoğlu